İletişim:
En az iki kişi tarafından karşılık olan mesaj alışverişidir.
İletişimin Öğeleri
Gönderici: İletiyi gönderen
Alıcı: İletiyi alan
İleti: Gönderilmek istenen bilgi
Kanal: Kullanılan araç
Dönüt: İletideki amacın yerine getirilmesi
Beden dili etkin bir şekilde kullanılır. (göz teması, uygun jest ve mimik)
Beden dili ile birlikte sözlü iletişim de vardır. (Empati, terapötik beceriler)
İletişim Dilleri
Kişiliğe yönelik olumlu mesajlar
Davranışa yönelik olumlu mesajlar
Hayatı kapsıyor genelliyorsa kişiliğe özele ve o ana yönelikse davranışadır
Kişiliğe olumsuz mesajlar
Davranışa yönelik olumsuz mesajlar
Davranışa ve kişiliğe yönelik savunma ve suçlama isteği
Olumlu davranış değişikliği yapar
Davranış+etki+duygu
Davranışın bizde bıraktığı somut etki veya duyguya yönelik yardım isteği
İletişim teknikleri:
Karşımızıdakine dinlediğimizi ve anladığımızı bildiren mesajlardır
Karşımızdakinin kendini aşmasını sorunlarını paylaşmasını sağlamak amacıyla gönderdiğimiz mesajlardır
açık uçlu sorular (ne?, neler?, nasıl?)
UYARI:Neden ve niçin gibi suçlayıcı savunmaya iten sorular kullanılmamalı
Varsa dürüstlük için benzer yaşantıların paylaşılmasıdır.
Yalnız olmadığı anlaşılacağı ve güvenebileceği duygularını verir.
Sözlerle davranışların yakın ve tutarlı olmasıdır
İletişim sürecine bozuk etki ve sonlandırma isteği uyandıran her türlü davranıştır.
Beden duruşu, suçlamak, kıyaslamak, lakap takma, nasihat ve gereksiz övgü
f) Çatışma: Strateji amaç | İlişki | |
1. Kaplumbağa (Geri çekilme) - | - | = ilgisiz |
tutum | ||
2. Ayıcık (Alttan alma) - | + | |
3. Köpek balığı (zorlama) + | - | |
4. Tilki (uzlaşma) + | + | = |
karşılıklı taviz verme orta yolu Bulma | ||
5. Baykuş (yüzleşme) + | + | = |
karşılıklı konuşma sorunu birlikte çözme
kendine açık kendine kapalı
başkalarına açık = açık alan kör alan
başkalarına kapalı = gizli alan karanlık alan
Psikolojik Danışma Kuramları
Güdümsüz (Demokratik) Psikolojik Danışma Yaklaşımı:
Her birey kendi problemlerini çözebilecek potansiyele sahiptir
Güdümlü (Geleneksel) Psikolojik Danışma Yaklaşımı:
Bireyler tek taraflı baktıkları için problemleri ile başa çıkamazlar ve problemlerini çözemezler.
Kurama göre birey kötüdür. Çünkü doğuştan cinsellik ve saldırganlık dürtüleriyle dünyaya gelmiştir.
Toplum tarafından onaylanmayan bu iki temel dürtü, kişi tarafından bilinç dışına itilir, bastırılır.
İd, benliğimizin ilkel yönünü oluşturmaktadır. Benliğimizin toplumsal yönünü oluşturan süperego, idi baskılayarak ihtiyaçların toplumsal kurallar ölçüsünde karşılanmasını ister. Benliğimizin gerçekçi yönünü temsil eden ego, id ve süperego arasındaki çatışmayı dengelemeye çalışır.
Freud'un üzerinde durduğu diğer önemli kavramlar ise; bilinç, billinç öncesi ve bilinç dışıdır. İç ve dış uyarıcıların hepsi bilinci oluşturur. Daha önceki yaşantılar zihnin bilinç öncesi katmanında bulunur. Bilinç dışı (bilinçaltı) ise, içgüdü ve arzuların, bastırılmış ilkel ve çocuksu dürtülerden oluşur.
Kişi nötr bir varlıktır ve davranışlar büyük ölçüde öğrenilmiştir.
Bu kuram istenmeyen davranışları kaldırmak ve istenen davranışları yerleştirmek ister. Klasik ve edimsel başta olmak üzere birçok teknik uygularlar.
Birey ne iyi ne de kötüdür.
Psikanalizin bilimsel yöntem olmadığını savunur. Bu sebeple bilişsel temelli bir kuram ortaya koymaktadırlar.
O’na göre birey hem rasyonel (akılcı) hem de rasyonel (akıl dışı) bir varlıktır.
Amaç bireyin sahip olduğu yaklaşımları değiştirmektir.
ABC adı verilen bir çerçeve kullanılır.
A: Harekete geçiren olay
B: Olaya ilişkin inanç, duygu ve düşünce
C: Sonuç
İnsanın asıl amacı başarılı bir kimlik kazanmaktır.
Bunun için birey sorumluluklarının farkına varır ve gerçeği kabul eder. Gerçeklikten kaçar ve sorumluluk almayan bireyler başarısız bir kimliğe sahip olurlar.
Gestalt, bütünü oluşturan parçalar demektir.
Birçok farklı kişilik özellik olmasına rağmen insanı bir bütün olarak dengede görürüz. Bu bütünlükteki denge bozulduğunda ruhsal sorunlar ortaya çıkar.
İnsan özgürdür. İnsanın asıl amacı varoluşu yaşamaktır.
İnsanın özgürlüğü kendi sorumluluğunu üstlenebildiği ölçüde olmaktadır. Ama bu sorumluluk bireyin varoluş kaygısını getirir.
Varoluşçu terapide amaç bireyin sorumluluklarını üstlenmesine, özgürce varoluş yaşamasına ve yaşamını anlamlandırmasına yardımcı olmaktır.
İnsanlar özünde iyidir ve güvenilirdir.
Bu kuramda “hasta” yerine “danışan” ifadesi kullanılır.
Bireyin gözlenen davranışlarının yanında bireyin iç dünyasının anlaşılabilmesi ile olanıklıdır.
Her duruma bireyin bakış açısı ile bakılması gerekir.
Danışma sürecinde bireyin yeterli benliğe ulaşmasına yardımcı olunur.
Bireyler hayata olumlu olarak dünyaya gelirler ama çocukluk döneminden itibaren yaşadıkları olumsuz yaşantılar olumluluklarını kaybetmelerine yol açar.
İnsanlar başkalarıyla iletişime girerken üç benlikten birini baskın olarak kullanır.
Anne-Baba Benlik Durumu
Koruyucu Anne- Baba: Diğer insanların iyilikleri için uğraşan kişilerdir.
Eleştirici Anne-Baba: Başkalarını sürekli uyaran kişilerdir.
Çocuk Benlik Durumu:
Doğal çocuk: İçinden nasıl geliyorsa öyle davranır.
Uyarlanmış çocuk:
Az Eğitilen: Asi olurlar ve kanunlara uymazlar.
Çok Eğitilen: Kanun ve kurallara bağlıdırlar.
Yetişkin Benlik Durumu:
İnsanın akılcı ve mantıklı tarafıdır.